CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, DEVA Partisi Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin, Demokrat Parti Göç ve Sosyal Politikalar Başkanı İlay Aksoy, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Seçim İşleri Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat ile Saadet Partisi Mahalli İdareler Başkanı Hasan Bitmez’den oluşan Seçim Güvenliği Komisyonu; Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’nde düzenledikleri basın toplantısında komisyonun bugüne kadarki çalışmalarını, mutabakata varılan hususları ve iş birliğinin yol haritasını açıkladı.
Altı siyasi parti adına ortak açıklamayı, İYİ Parti Seçim İşleri Başkanı Şenol Sunat yaptı. Sunat, şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyetimizin parolası olan ‘Egemenlik kayıtsız, şartsız, milletindir’ sözüyle vurguladığı millet iradesinin tecelli edeceği tek yer sandıktır. Seçim güvenliğinin temini; seçimlerin adil, dürüst ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesini ve vatandaşlarımızın gönül rahatlığı ile seçime katılımını sağlamak için esastır. Seçim güvenliği, seçim sürecinin vazgeçilmez bir unsurudur ve bunu temin etmek de seçimin yönetim ve güvenliğinden sorumlu kurumlar ile seçime katılan siyasi partilerin asli görevidir. Son yıllarda seçim süreçlerinde yaşadığımız olumsuzluklar, vatandaşlarımızın seçimlere olan güvenini zedeleyerek oy verme davranışlarını ve motivasyonlarını menfi yönde etkilemiş, kaygı ve endişelerini artırmıştır.
“Pek çok kanunsuzluk, hile, ihlal ve usulsüzlüklere şahit olduk”
Ne yazık ki, adreste olmadığı halde seçmen listesinde görünen kişiler, mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması, geçerli-geçersiz oylar üzerinden yapılan itirazlar, muhalefetin bütün itirazları yok sayılırken, iktidarın talebiyle tekrarlanan seçimler gibi pek çok kanunsuzluk, hile, ihlal ve usulsüzlüklere hep birlikte şahit olduk.
Gelişmiş demokrasilerde tartışma konusu olmaması gereken ‘seçim güvenliği’ kavramı ülkemizin öncelikli gündemlerinden biri haline geldi. Altı siyasi partinin sayın genel başkanları, münferiden ve birlikte yaptıkları açıklamalarda bu kaygıları dikkate alıp seçim güvenliğinin önemine sıklıkla vurgu yaparak, ilgili genel başkan yardımcılarının bir araya geldiği bir ‘seçim güvenliği komisyonu’ oluşturdular. Altılı masayı oluşturan siyasi partilerin yöneticileri olarak bizler de bir araya geldik ve bugüne dek altı toplantı düzenledik.
“Seçmen kütüklerini YSK’dan temin ediyoruz”
Bu toplantılarda, seçim güvenliğinin temini için gerekli unsurlar ve bu konularda yapılacak iş birliğinin esaslarını belirledik. Bu iş birliği seçim öncesi hazırlıkları, seçim günü oy kullanma ve sayım işlemlerinin usulüne uygun yürütülmesinin sağlanması, sandıkların kapanmasıyla Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan edeceği geçici sonuçlara itirazların süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılması dahil olmak üzere, sonuçların kesinleşmesine kadarki bütün seçim sürecini kapsıyor.
Yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüklerini kanuni haklarımız çerçevesinde YSK’dan temin ediyor ve üzerinde çeşitli incelemeler yapıyoruz. Türkiye geneli ve il/ilçe/mahalle bazında seçmen sayısı değişimini kontrol ediyoruz. Konut satışı üzerinden, bankaya döviz yatırılması/tahvil alma gibi yöntemlerle veya geçici koruma statüsündeyken partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanının tek imzasıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kazananları düzenli olarak takip ediyoruz. Bu seçmenlerin il/ilçe/mahalle bazındaki dağılımını özel olarak inceliyoruz. Olağandışı seçmen kaydı görünen haneleri yerinde kontrol ediyor, vefat ettiği halde seçmen listelerinden düşürülmemiş vatandaşlar dahil çeşitli konularda analiz raporları çıkartıp karşılaştırıyoruz. Bu hususlarda seçim güvenliğini tehdit edecek düzeyde tespitlerimiz olması halinde, gerekli işlemleri yapacağımızdan ve bunları kamuoyu ile paylaşacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
“Sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri şimdiden belirliyor ve eğitiyoruz”
Yurt içi ve yurt dışında 200 bin civarı sandık kurulmasını bekliyoruz. Seçim günü görev yapacak sandık alanı, okul/bina/kat sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri şimdiden belirliyor ve eğitiyoruz. Seçim günü bizlere destek olacak avukat/hukukçuları tespit ediyoruz. YSK temsilcilerimiz ile il ve ilçe seçim kurullarındaki üye ve temsilcilerimizin iş birliği içerisinde çalışması için zemin oluşturuyoruz.
“İl ve ilçe seçim kurullarının yeniden oluşumunu yakından takip ediyoruz”
Yakın zamanda gerçekleşen değişiklik sebebiyle il ve ilçe seçim kurullarının yeniden oluşumunu da yakından takip ediyoruz. Herhangi bir ihlal olması halinde mutlaka gereğini yapacağız.
“Sistemlerimiz hazır”
Sandık sonuçlarının, tutanakların ve diğer bilgilerin işleneceği teknik altyapı ve sistemlerimiz hazır. Bu konuda da altılı masayı oluşturan siyasi partiler olarak iş birliği yapacağız.
Bugüne kadar gerçekleşen seçimlerde yürütülen propaganda faaliyetlerinin adil ve eşit koşullarda gerçekleşmediği, siyasi partilerin iktidarın adil olmayan tutumlarına maruz kaldığı bir gerçektir. Oysa seçim mevzuatı propaganda konusunda siyasi partilere eşit haklar tanımıştır. Önümüzdeki seçimde, propaganda faaliyetlerinin sağlıklı ve adil şekilde yürütülmesi konusunda iş birliği yaparak, her türlü ihlalin karşısında duracağız. Kamu gücünün ve bürokrasinin suiistimal edilmesine de asla izin vermeyeceğiz.
“Seçim gününde itirazları birlikte takip edeceğiz”
Seçim günü geldiğinde, sandık kurullarının, ilçe ve il seçim kurullarının kararlarına yapılacak şikâyet ve itirazların takibi konusunda da birlikte hareket edeceğiz. Bu konularda kamuoyunu bilgilendirmenin yanı sıra, seçmen iradesine sahip çıkmak adına gerekli duruşu büyük bir kararlılıkla sergileyeceğiz. Seçim Güvenliği Komisyonumuz seçim sürecinin sorunlarına yönelik çözüm önerileri ve güvenliği sağlayacak tedbirler konusunda çalışmalarını hızlı bir şekilde yürütüyor. Çalışmalarımızı seçim sonuçları kesinleşinceye kadar devam ettirecek ve belirli süreçlerde kamuoyunu bilgilendireceğiz. Ayrıca, seçim güvenliği konusundaki hassasiyetlerini bizlerle paylaşan sivil toplum kuruluşları ile de temaslarımızı sürdürecek ve iş birliği içinde çalışacağız.
“Adalet ve içişleri bakanlarını uyarıyoruz”
Görevlerini yasalarımıza ve hukuka uygun yapmaları için buradan, İçişleri ve Adalet bakanlarını uyarıyoruz. Seçimin yönetim ve güvenliğinden sorumlu olup devletin memurluğu vasfını layıkıyla yerine getiren şerefli ve adil kamu personelini takdir ediyor; kapı kulluğuna meraklı, kraldan çok kralcı sarayın memurlarını da uyarıyoruz. Seçimlerin adil, serbest, eşit, şeffaf, düzen ve dürüstlük ilkeleri içinde gerçekleşmesi için her türlü tedbirin alınmasına yönelik olarak milletimizle iş birliği ve güç birliği içinde olacağımızı teyit ediyoruz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar; seçim güvenliği konusunda üzerimize düşen sorumluluğun ne derece büyük olduğunun farkındayız ve bu konuda kendimize güveniyoruz.
Oy namustur. Dolasıyla, vatandaşlarımızın sandığa atacağı her oy, seçime katılan siyasi partilerin güvencesi altındadır. Altı siyasi parti olarak, birlikte her türlü tedbiri alıyoruz. Erken, baskın veya zamanında yapılacak olan önümüzdeki seçim; ülkemiz ve milletimiz için büyük bir önem taşıyor.
“Vatandaşlarımızın bir tek oyunun dahi zayi olmasına asla müsaade etmeyeceğiz”
Ülkemizi giderek daha derin bir karanlığa sürükleyen ucube Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminin yerine, altı siyasi partinin üzerinde mutabakata vardığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğimiz günler çok yakın. Milletimizin helal oylarıyla haramilerin düzenine son vereceğiz. Bunun için de vatandaşlarımızın bir tek oyunun dahi zayi olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Altı siyasi parti olarak, seçimin ilanıyla birlikte resmen başlayacak olan süreçte, hangi siyasi partiye veya adaya verilmiş olursa olsun, her bir oyun sonuçlara doğru yansıması hususunda, bu iş ve güç birliğinin eksiksiz gerçekleşmesi için üzerimize düşeni yapmak milletimize taahhüdümüzdür.”
Üstün: Islak imzalar seçimin tapusudur
Altı siyasi partinin genel başkan yardımcısı, ortak açıklamanın okunmasının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Islak imzalı tutanaklar her bir parti için ayrı ayrı mı tutulacak?” sorusuna Sunat, “Hepimizin, her siyasi partinin bir sistemi var. Bu sistemde en son ıslak imzalar da buraya, her parti kendi ıslak imzasını yükleyecek. Ama altı siyasi parti de bunu görecek. Her bir siyasi parti ayrı ayrı zaten tutanaklarını tek başına seçime giriyormuş gibi yapacak. Ama bu bizim bütün siyasi partilerin oluşturduğu, altyapısı olan sisteme altı parti de giriş yapabilecek ve görecek” yanıtını verdi.
Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün ise aynı soruya şu yanıtı verdi:
“Islak imzalar seçimin tapusudur. Islak imzalar partilerin elindeyse sahtekarlık yapmak, yolsuzluk yapmak minimize olur. Sıfırlanamaz, ama minimize olur. Bunun örneğini de 2019 yerel seçimlerinde gördük. Seçime katılan tüm partilere, hatta isteyene ‘verilir’ diye kanun emri var. Bize düşen, ıslak imzaları öncelikle kendi bünyemizde biriktirmek. Ama bunun dışında oluşturulacak bir alt yüz ile birlikte partiler birbirlerinin bu bilgilerini paylaşacaklar. Hangi sandıkta eksik bir ıslak imza varsa, bunun tamamlanması açısından da birbirimize yardımcı olacağız.”
“Sayımı durduracağız”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı; “Seçim günü internet, elektrik kesintileri, veri akışında kesinti yaşanabileceğine dair endişeler var. Seçim günü yaşanabilecek son dakika gelişmelere dair, ekstra önlem paketini var mı?” sorusuna, şu yanıtı verdi:
“Vatandaşımızın doğal olarak bu konulara dair kaygıları var. Altı siyasi parti olarak iş birliği yapıyor olmamızın nedenlerinden bir tanesi hukuki süreçleri beraber yürütmek. Bir diğeri de o gün oylama bittikten sonra sayım aşamasında ve oylama süresinde ortaya çıkabilecek, öngörülemeyen; trafoya kedi girmesi gibi meselelere dair tedbir alabilmek. Sandıkların başında arkadaşlarımız olacaklar. Onlar birbiri ile iş birliği yapıyor olacaklar. Avukat arkadaşlarımız Türkiye’nin bütün ilçelerinde, sandık alanlarında bulunacaklar. Onlar da sürece müdahale edecekler. Ama varsayalım ki bir seçim bölgesinde, bir seçim alanında, bir okulda elektrik kesintisi oldu, jeneratör imkanı yok. Orada sayımı durduracağız. Ya da oylamayı durduracağız. Hava koşullarına göre, karanlığın durumuna göre oylamayı durduracağız, ya da sayımı durduracağız.”
“Altılı trafik sigortası, bir de kasko”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin ise aynı soruya şu karşılığı verdi:
“Bu söylentiler her daim oluyor. Islak imzalı tutanaklar nasıl seçimin tapusu ise tapu bir şerhte vardır, ama tapu örnekleri bir kısım vatandaşların elinde olabilir. Götürdüğünüzde, ibraz ettiğinizde o kayıtları daha rahatlıkla çıkarabilirsiniz.
Altı siyasi partinin altı ayrı temsilcisi sandık başlarında olacak. Bu tür olağanüstü hallere karşılık olarak, diyelim ki bir sandıktan herhangi bir siyasi partinin temsilcisi yoktu ve orada sonuçları değiştirmeye matuf iktidar isimlerinden biri müdahalede bulanacak olursa, çifte sigorta ve üstüne bir de kasko yaptırıyoruz. Altılı bir trafik sigortası var, altılı masanın vermiş olduğu sinerji gereğince üzerine bir de kasko yaptırıyoruz. İyi takip edeceğiz, her türlü önlemi alacağız ve mutlaka sandık başında da altılı ismin mutlaka temsilcisi hem de altı tane temsilcisi olması konusunda gayret sarf edeceğiz.”
“Seçim güvenliği komisyonunun, altı partinin ittifaka gitmemesi durumunda herhangi bir dağılma ihtimalinin olup olmadığı” yönündeki soruya İYİ Partili Sunat, şu yanıtı verdi:
“Her şartta devam edecek. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatını imzalayan altı siyasi parti genel başkanı, bunda mutabık kaldı. Seçim güvenliğinde de bu şey devam edecek. Bu bizim 24 alt başlık altında, 4 ana başlık altında arkadaşlarımız ve teknik ekiplerimizle yapmış olduğumuz bir çalışmayı sizlerle paylaşma toplantısı. Bundan sonraki seçim güvenliğindeki aksamalar, seçmen kütüklerindeki usulsüzlükleri de zaman zaman bir araya gelerek bu altılı masa genel başkan yardımcıları kamuoyuna duyuracak. Ve gerekli hukuki duruşumuzu ortaya koyacağız. Kamuoyunu bu konuda bilgilendireceğiz. Seçim güvenliği komisyonu, çalışmalarına oylama yapılan günün ertesi gününe kadar devam edecek.”
“Eyvallah demeyiz diyoruz”
“Hukuk dışı yöntemlere karşı nasıl önlemler alacaksınız?” sorusuna Sunat, şöyle yanıt verdi:
“Özellikle uyarıda bulunduk. SADAT, madat. Ne derseniz deyin. Bu tür şeylere yeltenilmemesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bildiğiniz gibi seçim güvenliği dediğiniz zaman seçim süreci güvenliği ile sandık güvenliği… Biz siyasi partiler olarak normalde sandık güvenliği konusundan sorumluyuz. Sandık güvenliğine sahip çıkmamız gerekiyor.
Ama seçim süreci güvenliğine bakıldığında Adalet ve özellikle İçişleri Bakanlığı’nı ilgilendiriyor. Yani seçime kadar olan süreçte; seçim günü olacak olaylar, saldırılar, engellemeler İçişleri Bakanlığı’nın müdahale etmesi ve önlemesi gereken konular. Ama maalesef geçmişte hatırlayın; seçim sürecine girildiği zaman İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Ulaştırma Bakanı değiştiriliyordu. Tarafsız birisi getiriliyordu. Devlet teamülleri ortadan, bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte kalktı. Bir militan gibi hareket eden İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanımız ortada; ifadelerine ve konuşmalarına baktığımızda. Biz de ‘uyarıyoruz’ diyoruz. Böyle bir şey olmasın. Biz bunu kamuoyu ile paylaşırız ve bunlara da eyvallah demeyiz diyoruz.”
“Türkiye onların cirit atacağı ülke değil”
CHP’li Salıcı, Türkiye’nin seçimlere güven içinde girmesi için süreci güven içinde yürütmeye ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Hazırlıklarımızı seçimin tarihi belli olmamasına rağmen başlatmış ve yürüten durumdayız. İktidarın el değiştireceğini, Türkiye’nin bir seçim sürecine girdiğini görüyoruz. Kendimize güveniyoruz. Bu süreçte, seçimin sonuçlarının herhangi bir şekilde tartışma içinde olmamasını gerektirecek için çalışma yapıyoruz.
Sadece kendi oyumuzu korumak peşinde değiliz. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne verilen oy varsa onun da sandığa girdiği gibi çıkmasının peşindeyiz. Biz adaletli bir sonuç alınsın, herkesin yüreği rahat olsun istiyoruz. Bu konunun bu şekilde olmasından dolayı rahatsız olanlar, ya da başka şekilde Türkiye’deki seçimi tartışmalı hale getirmek isteyenler, yapılar; adı SADAT olur başka birisi olur, mafya örgütleri olur, adını bildiğimiz bilmediğimiz başka yapılar olur. Ayaklarını denk alsınlar. Türkiye onların cirit atacağı bir ülke değil. Türkiye muz cumhuriyeti değil. Türkiye demokrasisine, sandığına sahip çıkan; bunun için farklı siyasi partilerin bir araya geldiği, altılı mutabakat metnini imzaladığı, sonuna kadar arkasında durduğu bir yapı.
Altılı masa bozulmayacak. Altılı masa bozulsun peşinde koşanlar, bunun için özel çaba gösterenlerin hevesleri kursağında kalacak. Her türlü ihtimalde bu iş birliği devam edecek. Biz Türkiye’yi, güven içinde seçime götürecek, her türlü yolu yordamı, demokrasi sınırları içinde yapacağız.”
“Somut bilgileri paylaşacağız”
Demokrat Parti Göç ve Sosyal Politikalar Başkanı İlay Aksoy, göçmen sorunları ile ilgili soruya, “Bir vatandaşlık geçiş artışı gözlemliyoruz. Ancak resmi verilerle bunu sizlerle paylaşacağız. Yakından takip ediyoruz, Türk halkını yakından ilgilendiren ve kaygı yaratan bir sorun. Ancak somut bilgilerle karşınıza çıkmamız lazım ki elimizdeki bütün doneleri paylaşalım” karşılığını verdi.
Aksoy, vatandaşlıklarda evrak kaydı alınmadığını ifade ederek, “Evrak kaydı alındığını pek söyleyemeyiz. Son 10 yıldır Suriyeliler, ‘beyan esas’ ülkemize girmiştir. İleride iktidar değiştiğinde ve biz iktidara geldiğimizde; Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığımız ile kurulacak heyette bütün vatandaşlıklar elden geçirilecek. Usulsüz olanlar da iptal edilme yoluna gidilecektir” dedi.
Aksoy, yeni vatandaş yapılanların oy kullanmasını engelleyecek kanun çalışmaları konusundaki soruya ise “Bizim vermiş olduğumuz kanun teklifi 2011 yılından itibaren istisna vatandaşlık verilen Suriyelilere, geçici koruma altındaki Suriyelilere, emlak yoluyla dışarıdan satın alınan vatandaşlıklarda… Bizim kanun teklifimiz 2011 yılından itibaren üç genel seçim, genel, yerel ve cumhurbaşkanı seçiminde bir kereye mahsus muafiyet getirmektedir. Neden istedik? İktidar değişecek ve düzenleme sağlıklı şekilde yapılacaktır.” yanıtını verdi.
Oy kullanmada parmak boyası tartışmaları için ise CHP’li Salıcışu değerlendirmeyi yaptı:
“Bizim de parlamentoya konuyla ilgili vermiş olduğumuz kanun tekliflerimiz var. Bizim bu konularda farklı kanun teklifleri veriyor olmamız ya da bazı konularda ortaklaşmış olmamız; mutakabat metnindeki mutakabatın büyüklüğünü değiştirmez. Farklı fikirler olabilir. Burada kıymetli olan altılı liderler masasından çıkacak karardır. Bütün siyasi partiler o kararlara uyacaklardır.” dedi.
DEVA Partili Şahin, partilerin bu konuda kanun tekliflerinin iktidar temsilcileri tarafından reddedildiğini hatırlatarak, “Günümüz Türkiye’sinde seçimlerin güvenliğini sağlayabilmek için sadece parmak boyası değil farklı enstrümanlar kullanılabilir. Zaten seçim güvenliği komisyonu olarak altı siyasi partinin yan yana gelerek, sadece bizimle kalmayıp sivil toplumu, demokrasi talebinde bulunan herkesi de bu çalışmanın parçası haline getirmemizin sebebi o parmaklarımıza sürülen boyaya ihtiyaç duyulmadan seçimlerin güvenliğini temin etmek olacak” diye konuştu.
Gelecek Partili Üstün, “Toplumun, basının, vatandaşlarımızın desteği ile zaten seçim güvenliğinin sağlanmış olacağı kanaatindeyiz.” dedi. (ANKA)