Türkiye’nin son dönemde gösterdiği büyük gelişim, bazı sektörlerde ciddi seviyelere ulaşarak başarısını sınırların ötesine ulaştı.
Özellikle savunma ve sağlık sektörleri bu gelişimin en belirgin örneklerini verdi.
Sağlık sektöründeki büyük atılım sadece Türk halkının yaşam kalitesini artırmakla kalmadı, sağlık turizminin gelişmesiyle de hem yurt dışına açıldı hem de turizm alanında yeni bir kaynak yarattı.
Türkiye ve diğer ülkeler arasındaki sağlık sektöründeki başarı farkı özellikle kendi koronavirüs döneminde gösterdi.
Buna ek olarak Türk sağlık sisteminde devletin üstlendiği harcamalar da dünya çapında örneklerinin çok ötesinde.
Özellikle en yaygın hastalıklardan biri olan “şeker hastalığı” olarak bilinen diyabet için sağlık sistemi neredeyse hastalarına hiç ellerini cebine attırmıyor.
Türkiye’de hastalıkla ilgili gerekli rapora sahip yaklaşık 650 bin tip 1 ve 8 milyonu aşkın tip 2 diyabet hastası bulunuyor.
Bu hastaların 80 bini 18 yaşından küçük.
Test çubuğundan yara tedavisine tüm ücreti devlet karşılıyor
Diyabetli hasta eğitimi, diyabetik ayaktan korunma ve tedavi eğitimlerini vatandaşlara sunan SGK, hastalık hakkında farkındalık oluşmasına da katkıda bulunuyor.
Hastaların sözleşmeli merkezlerden temin ettikleri insülin pompası ve sarf malzemesi, sağlık raporu alması durumunda diyabetik ayak yarası tedavisinde kullanılan yara bakım ürünleri, kan şekeri ölçüm çubukları ile diyabetik maküler ödemden kaynaklanan görme bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçların bedelleri SGK tarafından karşılanıyor.
171 ilacın ücreti alınmıyor
SGK ayrıca şeker hastalarının kullandığı 171 diyabet ilacının ücretini de vatandaşa yansıtmıyor.
Diyabete bağlı ortaya çıkan diğer hastalıkların tedavi ve ilaç bedelleri ile vücut kitle endeksine göre gerçekleşen obezite cerrahi bedelleri de SGK tarafından karşılanıyor.
Toplam maliyet 6,9 milyar lira
Böylece 2020’de SGK’nin diyabet hastalarına sağladığı tüm sağlık hizmetlerinin tutarı 6,9 milyar lira olarak kayıtlara geçti.
Grip ve pnömokok aşıları geri ödeme kapsamında
SGK’nin diyabet hastalarına getirdiği ücretsiz sağlık hizmetleri arasında bazı aşılar da yer alıyor.
Sağlık raporu olan diyabetli hastaların grip aşısı her yıl, zatürreye karşı koruma sağlayan pnömokok aşısı ise 5 yıl da bir SGK tarafından karşılanıyor.
Bu kapsamda, 2021’de diyabet hastası yaklaşık 550 bin kişinin grip aşısı, yaklaşık 5 bin kişinin ise pnömokok aşısı gideri SGK tarafından ödendi.
Malulen emeklilik hakkı
Diyabet hastalarına getirilen imkânlar arasında malulen emeklilik de bulunuyor.
Şeker hastalığının en az üç organına zarar verdiği ve çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybettiği tespit edilen hastalar, en az 10 yıl sigortalı ve 1800 gün prim gününe sahip olmaları halinde SGK’den malulen emekli olabiliyor.
Türkiye’nin bu büyük hizmeti ile kıyaslanabilecek dünya çapında ülke bulmak zor. Herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olarak Avrupa ve ABD’de bırakın ücretsiz tedavi ve ilacı, doktora bile ulaşmak büyük bir çaba gerektiriyor.
İlaca ve doktora ulaştıktan sonra ise devreye maliyetler giriyor.
Basit diyabet ilaçları ve mobil ölçüm cihazları bile yüksek ücretlerle hastalara sunuluyor.
Sosyal medyada Türkiye-Batı kıyası
Türkiye-Batı farkı sosyal medyada da yurt dışında yaşayan Türkler tarafından sık sık gündeme getiriliyor.
Hasta çocuklarına insülin almakta zorlandığı için video çekerek yardım isteyen annelerin, ilaca 2 bin dolar ödemek zorunda kalan gençlerin isyanı özellikle de koronavirüs pandemisinde sınıfta kalan Batı’da son dönemde artış gösteriyor.
Sosyal medyadaki bu Türkiye’de/Batı’da sağlık sistemi karşılaştırması akıllara iPhone maliyeti karşılaştırmalarını da akıllara getiriyor.
İnsülin ilacı için 45 gün çalışan Amerikalı
Muhalif kesimin en belirgin kıyasına göre Türkiye’de bir kişinin iPhone 14 Pro almak için 270 gün çalışması gerekirken ABD’de bu sayı 6 güne düşüyor.
Buna karşılık ise Türkiye’de toplamda diyabet hastaları için 6,9 milyar lira bütçe ayıran sağlık sisteminde hastalar en ufak bir ödeme yapmazken, ABD’de bir hastanın insülin ilacına kavuşmak için en az 45 gün çalışması gerekiyor.
